| Turc | Anglais | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | (yılan/akrep) zehir | venom n. |
| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | zehir (yılan/akrep/arı vb) | venom n. | ||
|
Either way, it is a creeping venom seeping into our open society and becoming a burden on it. Her iki durumda da açık toplumumuza sızan ve onun üzerinde bir yük haline gelen sürünen bir zehirdir. More Sentences |
||||
| General | zehir (yılan/akrep) | venom n. | ||
|
A small amount of sarin possesses adequate venom to kill several humans. Az miktarda sarin içerisinde birkaç insanı öldürmeye yetecek kadar zehir bulunur. More Sentences |
||||